Yassıada
Biri sivri, diğeri yassı görünümlü olan iki Hayırsızada'dan yassı olanıdır. Eni 185 boyu 740 metre olan Yassıada oldukça küçük bir Ada’dır.
Denize dik olarak inen sahillerine rağmen oldukça düz bir araziye sahiptir. Yassıada’da Bizans döneminde sürgün yerlerinden biri olmuştur. Tarihinde Latinler ’in ve Ruslar ’ın istilasını uğramasına rağmen İstanbul’un Fethinden sonra Ada’yla pek ilgilenen olmamıştır. Osmanlı döneminde İngiltere'nin İstanbul sefiri Sir Henry Bulwer, 1859 yılında adayı satın alarak üzerine kale ve şato büyüklüğünde bir köşk inşa ettirmiştir. Birkaç kez daha el değiştiren Yassıada Cumhuriyet Döneminde Deniz Kuvvetleri Komutanlığına devrediliyor.
Komutanlığın mülkiyetinde bulunan ada subay ve erler için katlı lojmanlar, spor sahası, tesisler, yemekhane ve silahhane gibi birçok bina yaptırılmıştır.
Yassıada’nın tarihinde ki en önemli olay ise 27 Mayıs darbesi’nde burada kurulan mahkemelerde Demokrat Partililer yargılanmış ve Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatih Rüştü Zorlu idama mahkum edilmiştir.
Sivriada
İstanbul Ada’larının en uzakta kalanı olup, Hayırsızada’ların sivri olanıdır. Meskun olmayan bu adanın denizden yüksekliği 90 metredir.
Ada’da 10. Yüzyıldan kalma bugün sadece kalıntılarının mevcut olduğu bir manastır bulunmaktadır. Bizans döneminde adaya din ve devlet adamlarının sürgün edildiği rivayetler arasındadır.
Osmanlı ve Bizans dönemlerinde bazı yapılar için Sivriada’dan taş nakledilmiştir. Haydarpaşa Rıhtımı ve Haydarpaşa limanındaki mendirekler ’in yapımında bu taşlar kullanılmıştır.
İstanbul Valisi tarafından 1911 yılında İstanbul’da bulunan başıboş köpeklerin toplatılarak bu adaya gönderilmesi karar verilmiştir. Yaklaşık 80.00 köpeğin burada ölüme terkedilmesi ada tarihi bakımından oldukça önemlidir.
Kaşıkadası
Marmara Denizi’nde bulunan İstanbul’a bağlı olan bu ada görüntüsünün bir kaşığa benzemesinden dolayı bu adı almıştır. Eski ismi Pita’dır.
Özel mülkiyet olan Kaşıkada’nın uzunluğu birkaç yüz metredir. Ada’da bir iskele ve 2 küçük ev bulunmaktadır.
1950’li yıllarda Danon adındaki Rum Ailesi’nin mülkiyetine geçen Ada, daha sonra bir turizm şirketine satılmıştır. Bu dönemlerdeki yapılaşmanın Ada’nın doğal dokusuna zarar vereceğinden Ada Dost’ları Derneği’nin yoğun çalışmalarına karşın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi burada yapılaşmanın önüne geçerek Ada’nın doğal görüntüsünü korumayı başarmıştır.
Tavşan Adası
İstanbul’a en uzak olan bu ada Balıkçı Adası olarak da bilinmektedir. Ağaçsız, çıplak bir kaya parçası görünümünde olan Tavşan Adası’nın 40 metre yüksekliğinde bir tepe bulunmaktadır.
Tavşanı bol olduğu için bu ismi alan Tavşan Adası meskun değildir.
Tavşan Adası’nın yüzölçümü ve çorak bir araziye sahip olmasından dolayı burada ikamet yoktur.